Fenerbahce Portali
  Haberler
 

Kazım huzurlarınızda!
Kadir Demirtas tarih 02.07.2007, 12:22 (UTC)
 Fenerbahçe'nin yeni transferi Colin Kazım, Türkiye'ye geldiği günden beridir gündemde. Fakat Türk sporseverler, özellikle de Fenerbahçeliler Onun hakkında daha çok şey öğrenmek istiyor. Sonunda Kazım, hakkında tüm merak edilenleri Tam Saha'ya verdiği röportajla ortaya koydu..

1986 Londra doğumlu. Annesi Kıbrıslı Türk, babası ise Antigualı. Futbola Bury'de başladı, sırasıyla Brighton ve Sheffield United'da oynadı. Birkaç ay önce Türkiye adına forma giymeyi kabul etti ve önce Ümit sonra da A Milli Takım yer aldı. Hemen ardından da Fenerbahçe tarafından transfer edildi. Siyahi bir oyuncu olarak Milli Takım'a davet edilmesinden büyük bir mutluluk duyuyor ve "Bu durum tenimin rengiyle bir dertleri olmadığını gösterir. Onlar benim tenimi değil içimi görüyorlar. Ben Türküm ve bu gerçekten bana kendimi çok iyi hissettirdi" diyor.

Öncelikle seni A Milli Takım'da görmek büyük bir mutluluk. Kazım adında bir oyuncunun İngiltere Premier Ligi'nden Türkiye A Milli Takımı'na gelmesi hepimiz için büyük bir sürpriz oldu. Biraz futbol yaşantından söz edebilir misin?
Babam futbolcu olmamı çok istedi. Doğduğum zaman benim futbolcu olacağımı bildiğini söyler dururdu ve onun çabaları sayesinde futbola başladım. İngiltere'de Pazar Ligi maçlarıyla futbola başladım. Orada oldukça başarılı olunca Arsenal beni altyapısına çağırdı. Oradan devam ettim.

Baban futbolcu muydu?
Amatör olarak futbol oynuyor ve futbolu seviyordu ama profesyonel bir kariyeri olmamıştı.

-HER HÜCUM POZİSYONUNDA OYNARIM-
İngiltere Premier Ligi'ni yakından takip eden pek çok insan olsa da seni bilen çok kişi yok. Biraz oyun stilinden bahsedebilir misin? Hangi pozisyonda oynuyorsun?

Sol, sağ kanat, forvet arkası ve forvette oynayabilirim. Topla buluşup defansı karşıma almayı seviyorum. Çeşitli numaralarım var. İyi şut çekerim, pas dağıtırım ve güçlüyüm. Her hücum pozisyonunda oynayabilirim.

Bu oyun tarzının kontratak oynamayı seven takımlara uyduğunu düşünüyorum.
Doğru aslında. Topu alıp boş alanlara doğru koşmayı seviyorum. Ama her takımda oynayabilirim. Bu yeteneğim var.

Sana 'Coca Cola Kid' diyorlar. Bu hikâyeyi anlatabilir misin?
Bury takımında oynuyordum. Alt ligdeydi ve beni almak isteyen pek çok kulüp vardı. Bunlar içinde Premier Lig kulüpleri de bulunuyordu. Bense daha fazla deneyim kazanmam gerektiğini düşünüyordum. O dönemde Brighton kulübünden menajerimi aradılar ve bir taraftarlarının Coca Cola kampanyasından kazandığı 250 bin poundla beni transfer etmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. Coca Cola onlara parayı verdi, onlar da bu parayla beni transfer etti.

Annen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden, baban Antigualı. Ailen Türkiye Milli Takımlarında oynamayı tercih ettiğin zaman ne düşündü?
Mutlu oldular. Milli Takım düzeyinde Türkiye veya İngiltere için oynamak istiyordum zaten. İkisi için oynayamayacağınıza göre birisini tercih etmek zorundasınız. İngiltere için oynayabilirdim ama ben Türkiye'yi tercih ettim.

-TÜRKLER DAHA TAKTİRDAR-

Neden?
Bence Türkler bazı şeyleri daha fazla takdir ediyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu ve Milli Takımlardan yetkililerle konuştuğum zaman bana karşı çok sıcak davrandılar ve beni bu ülkenin bir parçası olarak gördüklerini hissettirdiler. Ben de burada olmam ve bu takım için oynamam gerektiğini düşündüm.

Takdir futbolcular için önemli bir şey değil mi?
Elbette önemli. İnsanların futbolun bazen hiç kolay olmadığını anlamaları gerekli diye düşünüyorum. Saha içi ve dışında hep konsantrasyonunuzun üst düzeyde olması lazım. Takdir bunu kolaylaştıran ve futbolcuyu motive eden bir şey.

Sana daha fazla güven veriyor mu?
İnsanların sana inandıklarını gösteriyor. Ben zaten kendimden yeterince eminim. Yeteneğime ve kendime çok inanıyorum. Teknik adamın size inandığını gösteriyor takdir edilmek. Teknik direktörün size inandığını bildiğiniz zaman da söyledikleri çok yaralayıcı olmuyor. Çünkü size o an kızsa bile iyiliğiniz için söylediğini biliyorsunuz. Size yardım etmek istiyor. Sevmediği için değil, sizin ve takımın iyiliği için bu tepkiyi gösteriyor. İngiltere'de uzunca bir süredir gayet iyi oynadım ama İngilizler genç ve iyi oyuncuyu takdir etmek için biraz fazla zaman harcayabiliyor. Kendimi göstermem için fırsat vermediler. Ama Türkiye bu fırsatı verdi ve beni çok hoş karşıladı. Kendi kendimle konuştuğum zamanlarda 'Ben siyahîyim, beni Milli Takım'a davet etmeleri tenimin rengiyle bir dertleri olmadığını gösterir. Onlar benim tenimi değil içimi görüyorlar' dedim. Ben Türküm ve bu gerçekten bana kendimi çok iyi hissettirdi. Bana baktığınızda Türk olduğumu göremezseniz. İngiltere'de sokakta yürürken kimse Türk olduğumu bilemez. Böyle bir durumda Türkiye'nin beni Milli Takım'a çağırması gerçekten bir rüyanın gerçekleşmesi benim için.

Mehmet Aurelio'yla aynı takımdasın şu an.
Evet, o da çok iyi bir oyuncu.

Premier Lig'de bir sezon oynadın. Oradaki atmosferi biraz anlatır mısın?
Çok güzeldi. Dünyanın en iyi liglerinden birisi Premier Lig. Her maç büyük maç ve her maç final gibi. Küme düşmemiz gerçekten çok kötü oldu. Averajla küme düştük ve bu hiç adil değildi.

-KÜME DÜŞMEK BİZİM HATAMIZ-

Sezonun son maçında West Ham deplasmanda Manchester United'ı yenerek kümede kaldı. Hiç bu maçta futbol dışı bir şeyler olduğunu düşündün mü?
Futbolda imkânsız diye bir şey yoktur. O gün teknik direktörümüz doğru takımı sahaya sürmemiş olabilir. Kendisi kaybetmeyecek ama kazanamayacak bir takım sürdü sahaya. Ben oyuna ilk onbirde başlamadım. Maçı kazanmamız gerekiyordu ama kazanamadık. Olan şu; biz kazanamadık, West Ham ve Wigan kazandı. Sonuçta da küme düştük. Şubat ayında düşme hattının 10 puan üstündeydik ve kendimiz düştük. Tamamıyla bizim hatamız.

Bolton'a attığın golden sonra neler hissettin?
Benim ilk Premier Lig golümdü. Çok sevindim tabii.

Akıllıca bir vuruştu.
Evet öyleydi. Herkes orta yaptığımı sandı ama ben ilk andan itibaren kaleye vurmuştum. Kaleciyi çizginin dışında gördüm ve teknik bir vuruş yaptım. Zaten o anda orta yapacak kimse de yoktu ceza sahasında.

Seni Türkiye'den kim keşfetti, ilk arayan kimdi?
Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Ünal Karaman beni aradı ve takımı için oynamamı istediğini söyledi. Ümit Milli Takım'a ilk gittiğim zaman tam bir aile gibiydi ve çok güzel bir ortam vardı. Herkes bana çok iyi davrandı.

O takımda rüya gibi bir ilk maç oynadın.
Evet, bir gol atıp bir de gol pası vermiştim. Ünal Karaman çok iyi bir teknik adam. Çok dürüst ve onurlu bir insan. Ümit Davala da çok iyi birisi. Onu oynadığı dönemden de biliyorum. Çok düzgün bir karakteri var ve her zaman mutlu.

A Milli Takım'a gelmeden önce kimlerle konuştun?
Emre Belözoğlu ile konuştum. O bana Fatih Terim'in beni A Milli Takım'a çağıracağını söyledi.

-İNGİLİZ BASINI KOMİK!

Ada basını senin Türkiye'yi tercih etmen konusunda nasıl bir yaklaşım sergiledi?
Bazı tepkiler oldu. Benim İngiltere için iyi olmadığımı ve o yüzden Türkiye'yi tercih ettiğimi yazdılar. Ama benim İngiltere Milli Takımı'ndan da aynı gün çağrı aldığımı bilmiyorlardı. Bunu ben biliyordum ama basın bilmiyordu. Komikler gerçekten. Avrupa Şampiyonası eleme gruplarında Türkiye, İngiltere'den çok daha iyi bir konumda. İngiltere belki Avrupa Şampiyonası'na katılamayacak. Bu elemelerin sonunda kimin güldüğünü göreceğiz. Türkiye çok büyük bir ülke. Saygısızlık etmek istemiyorum ama Antigua Milli Takımı'nı seçmedim. Seçtiğim takım çok büyük bir futbol ülkesinin milli takımı. Türkiye son dönemde hep ön plana çıkıyor. Dünya Kupası üçüncülüğü, Avrupa Şampiyonaları'nda gösterdiği performans ve eleme performansları hep etkileyici olagelmiştir. Ben İngiltere'nin en son hangi Dünya Kupası'nda üçüncü olduğunu hatırlamıyorum. Benim tercihim konusunda basın kendisinden beklenileni yaptı.

Özellikle İngiliz basını.
İngiliz basını diye ayırmamak gerek. Basın her yerde basındır ve bu tip şeyler yaparlar. Basın haber yazmak zorunda ve ben bunu kafama çok takmıyorum. Basında her okuduğum şeye de inanmıyorum.

Basına karşı mesafeli görünüyorsun
Basını severim, röportaj vermeyi de… Basın bazen söylediklerinizi yanlış algılayabilir. Ama onların ilgisi size bir üst seviyeye çıkarır. Benimle konuşmak isteyen herkesle konuşurum. Basına da saygı duyarım. Ama basın her zaman iyi değildir.

Bir denge kurman gerekir o zaman.
Evet, basınla ilişkilerinde bir denge sağlamak şarttır.

Türkiye'ye daha önce gelmiş miydin?
9 yaşında dayımlarla gelmiştim. Marmaris'e gitmiştik. 1 hafta kaldık. Yüzmeyi Türkiye'de öğrendim. İstanbul ve Antalya çok güzel şehirler.

Sheffield United'la küme düştükten sonra Fenerbahçe'ye transfer oldun.
Çünkü sürekli en üst düzeyde oynamak istiyorum. Benim için hangi ülke olduğundan çok oynadığım takımın düzeyi önemli. Şampiyonlar Ligi, Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası'nda oynamak, büyük bir oyuncu olmak istiyorum. Türkiye'nin en büyük kulübüne geldiğim için de çok mutlu ve heyecanlıyım. Burada büyük işler yapacağım.

-"ROL MODELİM IAN WRIGHT"-

Futbolcu olarak beğendiğin bir rol modelin var mıydı?
Ian Wright benim için tek rol modelidir. Benim açımdan gelmiş geçmiş en büyük oyuncudur.

"İngiltere'de genç oyuncular çok takdir edilmiyor" dedin. Ama Theo Walcott 17-18 yaşında takdir edilip Arsenal'e rekor ücretle transfer edilebiliyor.
Theo takdir ediliyor evet ama futbolcu olduğunuz zaman herkesin oyununuza bakarak sizi değerlendirmesini beklersiniz. Yaş çok önemli olmamalıdır. İyiyseniz o takımda yer bulmalısınız. Türkiye'yi bu yüzden çok beğeniyorum. Nuri 18 yaşında A Milli oldu ve golü de var. İngiltere'de bu fırsatları bulamayan çok fazla genç oyuncu bulunuyor. Yetenekliler ama fırsat tanınmıyor.

Türkçe öğrenmeyi düşünüyor musun?
Bir öğretmen tutmayı düşünüyorum. Ailemin ana dili Türkçe, dolayısıyla onlar hep Türkçe konuşur. Küçükken Türk okuluna gitmeye başlamıştım ama ders programıyla antrenmanlar çakıştığı için başka bir okula geçmek zorunda kaldım. Notlarım da gayet iyiydi aslında. Ninem de yardımcı olacak bana ama onunla çalışmak zor. Çünkü o İngilizce bilmiyor, ben de Türkçe.

Kıbrıs konusunda yaşanan siyasi gelişmeleri takip ediyor musun?
Yaşananları biliyorum. Kuzey Kıbrıs'a yapılanları çok haksız buluyorum. İki yıl önce Kıbrıs'a gittim. Rum Kesimi'ne gittikten sonra Türk kesimine geçtim. Dünyanın en güzel yerlerinden birisi. Tepede dev gibi bir Türk bayrağı var. Çok saf ve güzel bir yer. Oradaki Türklerin pek bir şeyi yok ama çok mutlular. Başardıkları şey çok önemli ve bununla gurur duyuyorlar.

Konuşmalarından vatanını oldukça sevdiğin anlaşılıyor.
Bazen Rumlarla ve Yunanlılarla siyaset konuşuyoruz ama anlamıyorlar. "Ada'nın coğrafi olarak nereden geldiğine bakın, Türkiye'den kopmuş" diyorum. Onlar da "Orası bir ada, sadece ada" deyip duruyorlar. Orayı ülke olarak nitelendiriyorlar ama orası sadece bir ada. Herkesin fikri var ama sonunda orası bir Türk adasıdır. Annem bu konuda çok hassastır. Annem orada yaşananlar nedeniyle İngiltere'ye geldi. Savaş yüzünden o beş yaşındayken İngiltere'ye göç etmişler.

Mustafa İzzet'i tanıyor musun? O Dünya Kupası sonrası sakatlıkları nedeniyle Türk Milli Takımı'nda yer bulamadı. Senin de böyle kaygıların var mı?
Onunla tanışmıyorum ama kim olduğunu biliyorum. Benim böyle kaygılarım yok çünkü iyi olduğumu biliyorum. Sakatlık konusunda ise tahtaya vurun. Ben hep olumlu düşünmeye çalışırım.

Hobilerin neler?
Müzik dinlemekten hoşlanırım. Kız arkadaşımla vakit geçirmek hoşuma gider. Tam bir aile adamıyım. Ailemi severim. Köpeklerim var ve onları dolaştırırım.

Ne tür müzikler dinliyorsun?
R&B, Hip hop, Reggae. Şimdi bu röportajı yapıyoruz diye yalan söyleyecek ve "Türk müziği dinliyorum" diyecek değilim. Ben dinlemem ama annem dinler. Ninem ve dayım da hep Türk müziği dinler. Mustafa İzzet'in ailesi İngiliz'di. Benim ailem Türk'tür. Hem de çok çok çok Türk'tür. Ninem namazında niyazındadır. Evlerinde her şey Türk işidir. Türk uydusuna bağlıdır ve tüm izledikleri kanallar Türk kanallarıdır. Greenlanes diye bir yer vardır Londra'da. Yaklaşık 3 kilometrelik bir sokak sağlı-sollu Türk dükkânlarıyla doludur. O bölgenin tamamı Türkler tarafından satın alınmıştır. Bazen oraya yemek yemeye gideriz. Benim ailem yüzde yüz Türk'tür.
 

Jun geldi! Musampa yok!
Kadir Demirtas tarih 02.07.2007, 12:09 (UTC)
 Trabzonspor'un Temmuz 2005'te Çek Cumhuriyeti'nin Sparta Prag takımından transfer ettiği ve geçen sezon 1 yıllığına eski takımı Sparta Prag'a kiraladığı Tomas Jun, Pazar gecesi Trabzon'a geldi. Musampa'dan ise haber yok!

Sparta Prag takımıyla sözleşmesinin bittiğini ve Trabzon'a döndüğünü belirten Çek futbolcu Jun, bugün Teknik Direktör Ziya Doğan ile bir görüşme yapacağını söyledi. Görüşmeden çıkacak sonuca göre bir karar vereceğini kaydeden Jun, "Şu anda ne olacağını bilmiyorum. Trabzonspor'un sözleşmeli oyuncusuyum. Ziya Doğan'ın beni fazla tanımadığını düşünüyorum. Takımla birlikte idmanlara çıkmak istiyorum" diye konuştu.

Karadeniz ekibinin diğer yabancı oyuncusu Kiki Musampa'dan ise haber alınamadığı öğrenildi.
 

ZICONUN DEIVID SIKINTISI!
Kadir Demirtas tarih 02.07.2007, 12:07 (UTC)
 Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico, Deivid de Souza'nın takımda kalıp kalmayacağının kalıp kalmayacağının belirsiz olduğunu söyledi. Brezilyalı hoca, kalmasını istediği golcü için "Deivid kalacak mı, gidecek mi? Bu konu daha fazla kafamı kurcalıyor. Önümüzdeki günleri beklemekte yarar var" dedi.


Özel Acıbadem Hastanesi'ndeki sağlık kontrollerinden sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Brezilyalı teknik adam, takımın yeni bir forvet oyuncusuna ihtiyacı olup olmadığı yönündeki soruya verdiği yanıtta, Deivid'in durumunun kafasını kurcaladığını bildirdi.

Teknik adam olarak Deivid'in Türkiye'deki ikinci sezonunda daha başarılı olacağına inandığını, bu nedenle kalmasını istediğini kaydeden Zico şöyle konuştu:
''Neler yaşayacağımız önümüzdeki günlerde belli olacak. Kimlerin gideceğine, kalacağına bunlara bakmamız gerekiyor. Elbette ki iyi bir forvet oyuncusuna, bir ya da birden fazla forvet oyuncusuna her takım sahip olmak ister. Fakat şu anda daha fazla kafama takılan nokta Deivid'in konusu. Deivid kalacak mı, gidecek mi? Bu konu daha fazla kafamı kurcalıyor. Önümüzdeki günleri beklemekte yarar var. Ben teknik adam olarak Deivid'in takımda kalmasını isterim. Biliyorsunuz o belirsizlik de hala önümüzde. Fakat geçen yıl başarımızda büyük rol oynadığına inanıyorum. Daha fazla adapte olmuş şekilde ikinci yılında Türkiye'de yararlı olacağını düşünüyorum. Ben kalmasını isterim.''

-''BREZİLYA'DA FENERBAHÇE'Yİ TUTAN ÇOK İNSAN VAR...''-
Zico, Fenerbahçe ile yaşadığı 100. yıl şampiyonluğundan sonra Brezilya'da tanıdıkları tarafından tebriklerle karşılandığını söyledi.

Yeni sezonda da geçen sezon sonunda yaşadıkları mutlulukları yaşamayı temenni eden Zico, Brezilya'da tuttuğu takım haricinde 2. takım olarak Fenerbahçe'yi tutan çok sayıda insan olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
''Ülkeme gittiğimde güzel karşılandım. Herkes başarılarımızdan dolayı büyük sevgi gösterilerinde bulundu. 100. yılda kazanılan şampiyonluk çok anlamlıydı. Fakat her şey çalışmaktan geçiyor. Biz çalışıp doğru işleri yaptık ve o yüzden başarıya ulaştık. Böyle bir başarıdan sonra şehrime dönüp ailemin, arkadaşlarımın beni tanıyanların gösterdiği ilgiyi görmek mutlu etti. Şunu fark ettim, artık Brezilya'da Fenerbahçe taraftarı çok fazla olmaya başladı. Hatta o kadar fazla taraftar gördüm ki, Brezilya'da tuttuğu takım haricinde 2. takım olarak Fenerbahçe'yi tutan çok insan var.''

-KALECİ KONUSU-
Zico, kaleciler Volkan ve Serdar'ın yeni sezon için yeterli olup olmayacağı sorusuna, ''Ben onlara güveniyorum. Nitekim son şampiyonluğu da onlarla birlikte aldık. Volkan Babacan'ın sakatlık durumunu da göz önünde bulundurduktan sonra karar vereceğiz'' şeklinde yanıt verdi.

Geçen sezon ki kadrodan ayrılanlar için, ''Katkılarına teşekkür ederim, umarım gittikleri yerde mutlu olurlar'' diyen Zico'nun, takıma yeni katılanlar için yorumu ise ''Eminim ve biliyorum ki Fenerbahçe'nin ne kadar büyük olduğunu, hedeflerinin neler olduğunun bilincinde olan oyuncular. İşlerini zevk alarak içten yapan futbolculardır. Hep beraber bunu böyle yapıp başarıya ulaşmak istiyoruz'' şeklinde oldu.

Geçen sezon takımın geç toplandığı hatırlatılarak yöneltilen, ''Bu sezon da geç oldu diyebilir miyiz?'' sorusuna Zico, artık elinde altyapısı oluşmuş bir ekip olduğunu, yeni gelenlerin kendilerini fazla etkilemeyeceğini söyleyerek yanıt verdi.

-''YAŞ DEĞİL, PROFESYONELLİK ÖNEMLİ...''-
Brezilyalı çalıştırıcı, Roberto Carlos'un yaşlı olduğu şeklindeki eleştirilerle ilgili olarak, ''İyi bir profesyonel olduktan sonra yaşın fazla önemi yok'' dedi.

AC Milan örneğini veren Zico, ''Milan çok genç futbolcularla Avrupa şampiyonu olmadı. Yaş ortalamasına baktığınızda net görürsünüz. Avrupa'da şampiyon olan Milan'ın kaptanı takımın en yaşlısıydı. O yüzden Carlos'un yaşının önemli olduğunu düşünmüyorum'' şeklinde konuştu.

Galatasaray ve Beşiktaş'ın yaptığı transferler de göz önünde bulundurulduğunda yeni sezonun daha zorlu geçip geçmeyeceği sorusuna ise Brezilyalı teknik adam şöyle yanıt verdi:
''Elbette hiçbir zaman kolay olmadığı gibi bu yıl da zor olacak. Fakat biz daha fazla kendimize bakıyoruz. Bütün takımlar da elbette daha da güçlenip şampiyonluk için yarışacak. Şampiyonlar Ligi'nde de hedefimizin peşinde koşacağız. Biz daha fazla kendi işimize bakıyoruz, rakiplerimize de saygı duyuyoruz.'

Zico, son olarak Ümit ve Tuncay'ın ayrılmasından sonra takımın kaptanın kim olacağı sorusuna, ''Buna karar vereceğiz. Şu anda Semih'' yanıtını verdi.
 

F.BAHÇE ELİTLERİN ARASINDA!
Kadir Demirtas tarih 02.07.2007, 12:06 (UTC)
 Turkcell Süper Lig şampiyonu Fenerbahçe, Eurosport'un Avrupa devlerinin hamlelerine bakarak ve yaptıkları transferleri baz alarak ortaya çıkarttığı yeni sezon değerlendirmesinde, kıtanın elit 20 ekibi arasında yer aldı. İngiliz ekibi Arsenal ise elitler listesine giremedi!

Temmuz ayı ile birlikte Avrupa'da futbol heyecanı için geri sayım da iyice heyecanlandı. Eurosport da değerlendirmesinde kıtanın 20 elit ekibinin nasıl şekillendiğine baktı.

Thierry Henry'nin işverenleri şu anda Avrupa'nın zirvesnde gözüküyor ama Fransız yıldızın bir önceki takımı bu listede yer alamadı.

1 - Barcelona
Katalanlar geçen yıl kendi kendilerine yeteceğini düşündü ve büyük sıkıntılar yaşadı. Ancak şimdi durumları çok daha farklı ve açlıklarını da Thierry Henry'yi alarak karşıladılar.

2 - Manchester United
Kim Glazer'ların Old Trafford harcamalarını azaltacağını söyledi? Transferler için 50 milyon poundu geçen yaz dönemi harcamaları artara dvam ediyor.

3 - Milan
Avrupa'nın en büyüğü olmayı başaran Mila uzun süredir Eto'o ve Shevchenko isimlerini kullanıyor. Artık birilerini San Siro'ya getirmesi gerekiyor.

4 - Inter
Serie A'yı 22 puan farkla kazanınca ezeli rakibinin arkasında kalmak hoşlarına gitmez. Ama bunu tekrar yapamayacaklar!

5 - Chelsea
Yaz döneminde şu ana kadar tutuk davrandılar. Sadece serbest isimleri aldılar ama ne olursa olsun hala lok kuvvelilier.

6 - Bayern Münih
Şampiyonar Ligi dışında kalmak nasıl bir his? Toni, Ribery, Klose ve Altıntop'u alarak başlamak hiç de fena değil!

7 - Liverpool
Torres'in gelmesi için artık saatler kaldı. Bu da hali hazırda kuvvetli olan ekibe bir de gol takviyesi yapacak.

8 - Real Madrid
Şampiyon oldukları sezonda yüksek rütbeli Fabio Capello'yu kovmamış olsalardı daha yüksekte yer alırlardı.

9 - Sevilla
La Liga şampiyonlu yarışında yer almaları kolay değil. Ama Süper Kupa, UEFA Kupası ve Copa del Rey için varlar.

10 - Juventus
Yeniden geri dönen Juventus'un Serie A'da sıkıntı yaşayacağını düşünenlere kısa bir not; yanılyorsunuz!

11 - PSV Eindhoven
Herkes Lyon'un ne kadar iyi olduğunu düşünürken, PSV kesinlikle Şampiynlar Ligi'nde daha başarılı bir ekip.

12 - Lyon
Her ne kadar çalıştırıcılarını kaybetmiş olsalar da peş peşe 6. kez Fransa'da şampiyonu oldular. Alain Perrin bu yarışa devam edebilecek mi?

13 - Roma
Serie A'da ikinci sırada yer alarak iyi iş çıkarttılar ama Luciano Spalletti'nin adamları hala en iyi taraflarını sergileyemedi.

14 - Porto
Portekiz'in şampiyonu olan ekip yaz dönemi hazırlıkları ile Şampiyonlar Ligi'nde birkez daha sürpriz yapabileceklerini gösteriyor.

15 - Masilya
Sylvain Wiltord ve Djibril Cisse işi bitsin en azndan Lyon kendi liginde iyi bir rakip bulacaktır.

16 - Valencia
Her zaman İspanya'daki yarışta yer alıyorlar. Ama gelecekleri David Villa'yı Chelsea'nin parmaklarından uzak tutmalarında yatıyor.

17 - Celtic
Her zaman Avrupa'nın sert çocukları arasında yer aldılar. Massimo Donati de ora sahaya klas kattı.

18 - Fenerbahçe
Kıtanın küçümsenen ekiplerinden. Tuncay Şanlı gitti ama Roberto Carlos'un gelişi ruhun fazlasıyla geri kazanılmasını sağladı.

19 - Stuttgart
Almanya'nın şampiyonu olmuş olabilirler. Ama Armin Veh'in ekibi Avrupa'nın elitlerinde tutunabimek için çok şey kanıtlamalı.

20 - Tottenham Hotspur
İlk 20'de Henry'i kaybeden Arsenal'in yeri yok ama hevesli komşuları bu listede yer almayı başardı.
 

ALİ BİLGİN FENERBAHÇE'DE!
Kadir Demirtas tarih 02.07.2007, 12:01 (UTC)
 Fenerbahçe, Ali Bilgin ile 3 yıllık resmi sözleşme imzaladı. Fenerbahçe'ye gelmesinde Antalyaspor ile Kadıköy'de çıktığı maçtaki atmosferden çok etkilenmesinin etkili olduğunu söyleyen Ali, tartışmalara neden olan Antalyaspor'daki son maça çıkmama olayının nedenini de açıkladı..

Ali, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın basın toplantı odasında, asbaşkan Ali Koç, genel sekreter Vedat Olcay ve asbaşkan Mahmut Uslu'nun da hazır bulunduğu törende, kendisini 3 yıllığına sarı-lacivertli renklere bağlayan sözleşmeye imza attı.

Gurbetçi futbolcu, kendisini isteyen başka takımlara rağmen Fenerbahçe'yi tercihinde, Antalyaspor formasıyla Kadıköy'de geçen sezon çıktığı maçta gördüğü atmosferin etkili olduğunu belirterek, ''Bu transferde emeği geçen yöneticilere teşekkür ediyorum. Böyle bir takımda oynamaktan mutlu olacağım. İnşallah elimden geleni bu forma için yapacağımı düşünüyorum. Fenerbahçe büyük bir camia. Antalyaspor ile burada maça çıktığımda çok etkilendiğim bir atmosferde olduğumu gördüm. Bu, seçimimde büyük bir rol oynadı. Aynı zamanda Fenerbahçe ligin şampiyonu...'' diye konuştu.

Roberto Carlos'un yanı sıra sarı-lacivertli ekipteki yıldız isimlerle birlikte forma giymesinin kendisi için zevk olacağını kaydeden Ali, ''Hepsi dünya çapında. Bu oyuncularla oynama şansı bulmaktan mutluyum. Tam zamanında geldiğimi düşünüyorum'' dedi.

Antalyaspor'dan ayrılışında yaşananlarla ilgili soruya da yanıt veren Ali, eski takımının geçen sezonun son maçına sakat olduğu için çıkamadığını hatırlatarak şunları kaydetti:
''Geriye fazla dönmek istemiyorum ama bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Son Kayseri Erciyesspor maçı öncesi sakatlık yaşadım ve adalemde yırtık çıktı. Son maçta oynamam imkansızdı. O yüzden bazı kişiler yanlış yorumlar yapıyor. Bunu da kamuoyuna belirtmek istiyorum. Hocanın haberi vardı tabii. Bunu doktorlar, yönetim ve hocam da biliyordu.''

Asbaşkan Koç, Bilgin'in oynadığı mevkide Fenerbahçe'nin ihtiyacını karşılayacağına inandığını belirterek, ''Kendisiyle birçok başarıya imza atacağımıza, ihtiyacımız olan bölgeyi layıkıyla dolduracağına inanıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun'' diye konuştu.

Fenerbahçe formasıyla basın mensuplarının karşısına çıkan Ali Bilgin, imza törenin ardından saha içinde topla oynayarak basın mensuplarına poz verdi. Ali'nin, ismi yazan, ancak numarasız bir forma giymesi dikkati çekti.
 

<-Geri

 1 

Devam->

 
  Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol